Odatv Genel Yayın Direktörü Barış Pehlivan, Odatv Haber Müdürü ve Cumhuriyet gazetesi muharriri Barış Terkoğlu ile gazeteci Hülya Kılınç, daha evvel UYGUN Parti Milletvekili Ümit Özdağ tarafından açıklanan MİT mensubu şehidimizin cenaze merasimine ait yayımlanan haber gerekçesiyle tutuklandı.
Odatv, şehit MİT mensubunun kimliğini ifşa etmedi.
Odatv haberinden bir hafta evvel, TBMM’de basın toplantısında; şehidimizin adı-soyadı, misyonu, nasıl şehit olduğu açıkça söylendi, yazıldı.
Buna karşın, algı operasyonu yürütüldü…
İTİRAZ EDİLDİ
Barış Pehlivan’ın avukatları; Hüseyin Ersöz, Kazım Yiğit Akalın ve Serkan Günel, Pehlivan’ın tutukluluğuna itiraz ederek, tahliyesini istedi. Öte yandan, Barış Terkoğlu’nun tutukluluğuna itiraz ise reddedildi. Avukat Hüseyin Ersöz ise, toplumsal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Terkoğlu’nun tutukluluğuna itirazı reddeden hakimliğin kararının, dün gazeteci Murat Ağırel’i tutuklayan mahkeme ile birebir olduğun belirterek, “malumun ilanı” sözlerini kullandı.
Barış Pehlivan’ın tutukluluğuna itiraz edilen dilekçede ise; Barış Pehlivan’ın, tutukluluk kararı için, “Söz konusu karar haksız ve hukuka alışılmamış olup; bu karardan bir an önce dönülmesi gerekmektedir” denildi.
Dilekçede; Şehit MİT mensbunun haberi için, Barış Pehlivan hakkında soruşturma yürütülüyor olmasının bile hak ve hukuka terslik teşkil ettiği, bu yüzden de tutuklama kararının kabul edilmesinin mümkün olmadığı lisana getirildi.
Dilekçede, yapılan haber için, “haberde ortaya konmak istenen konu hiçbir istihbari bilgi ya da dokümanın paylaşılması ve açıklanması değil, Şehidimize uygun formda bir defin ve merasimin gerçekleştirilmemiş olmasıdır. Haberin dikkat çektiği nokta, gerisinde yatan gaye ve motivasyon açıkça Şehitlerimizin yüceltilmemesine dikkat çekmekten ibarettir” tabirlerine yer verildi.
Dilekçede; haberimizden evvel, açık kaynaklardan paylaşılan şehit MİT mensubunun bilgilerinin kamuoyunun erişimine sunulduğunun da örnekleriyle altı çizildi. Bu nedenle de habere ait ortada “gizli” bir bilgi ya da “ifşa”dan bahsedebilmenin mümkün olmadığı söz edilirken, “Halihazırda açıklanmış, milyonların bilgisine ulaşmış, Milletvekilleri, gazeteciler, toplumsal medya hesapları tarafından defaten paylaşılmış bir bilginin tekrar ifşasından ve yayılmasından bahsedebilmek hukuka ve akla karşıttır. Açıklanan, deşifre edilen birtakım bilgileri müvekkilin adeta yine ifşa ettiğinden ve yaydığından bahsedilemeyeceğinden ve bu fiili imkansızlık hali, kanunun ihlal edilmediğini gösterdiğinden atılı cürmün maddi ögelerinin oluşmadığı sabittir” denildi.
Dilekçede; Barış Pehlivan’ın kelam konusu soruşturmada, “şüpheli” olmasının tüzel ve mantıki hiçbir yanının bulunmadığına işaret edildi.
Herkes tarafından bilinenin sır olamayacağının vurgulandığı dilekçede, şu tabirlere yer verildi:
“Öncelikle ve değerle vurgulamak isteriz ki; Müvekkil Barış PEHLİVAN tarafından da gerek Savcılık tabirinde gerek Hakimliğiniz huzurunda açıkça tabir edildiği üzere; suçlamaya destek haber Manisa’da ikamet eden “gönüllü muhabir” Hülya KILINÇ tarafından yapılmış ve Odatv İnternet Haber Sitesi’ne gönderilmiştir. Bu noktada, Hülya KILINÇ’ın Odatv’nin fiyatlı çalışanı olmadığını; kurumun çalışma prensibi gereği daha fazla haber yelpazesi ile kamuoyunu bilgilendirmek ismine kolektif yayıncılık anlayışı ile fiyatlı ve daima çalışanlar dışında Türkiye’nin dört bir tarafında faaliyet gösteren hür ve mahallî gazetecilerin haberlerine de açık olduğunu belirtmek isteriz.
Atılı suça destek gösterilen Odatv haberinin yayınlanması nedeniyle bir MİT mensubunun kimlik bilgilerinin ve istihbarat faaliyetlerinin ifşa edildiği savı gerçek olmayıp, Müvekkilin fiilen de hukuken de atılı cürmü işlemiş olması mümkün değildir. LİBYA’DA ŞEHİT OLAN MİT MENSUPLARI İLE İLGİLİ 3 OLARAK KELAM KONUSU HABERDEN EVVEL BİRÇOK AÇIKLAMA VE PAYLAŞIM YAPILDIĞINDAN MÜVEKKİLİN RASTGELE BİR BİLGİ VEYAHUT BELGEYİ İFŞA ETTİĞİ, AÇIĞA ÇIKARDIĞI YADA YAYDIĞINDAN BAHSEDİLEMEZ.
Libya’da şehit düşen MİT mensuplarına ait toplumsal medyada, gazetelerde, basın yayın organlarında birçok haber yapılmış ve Milletvekili kademesindeki beşerler tarafından dahi soruşturma konusu bilgiler kamuoyu ile paylaşılmıştır.
Örneğin, Libya’da şehit olan MİT mensuplarının kimlik bilgileri ve misyon yerleri, GÜZEL Parti Milletvekili Ümit Özdağ tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 26 Şubat 2020 tarihinde yaptığı basın toplantısında kamuoyuyla paylaşılmış ve kamuoyuna mal edilmiştir. Bu gerçek, müvekkile atılı hatanın oluşmadığının değerli bir delilidir.
Dolayısıyla Müvekkilin “Genel Yayın Yönetmeni” olduğu haber sitesinde, DAHA ÖNCE KAMUOYUYLA KİMLİK BİLGİLERİ ESASEN PAYLAŞILMIŞ OLAN ŞEHİDİMİZİN cenaze merasiminden bilgi ve fotoğrafların yayınlanmış olmasının “deşifre” olarak nitelenmesi hukuken mümkün değildir. KELAM KONUSU HABERİN YAYINLANMASINDAKİ ASIL VE YEGANE EMEL, TOPLUMA MAL OLMUŞ BİR KİŞİNİN ŞEHADETİNİN YÜCELTİLMESİDİR
(…) sosyal medya ile açık kaynaklarda şehidimizin cenazesine dair onlarca fotoğraf paylaşılmasına karşın suçlamaya destek haberdeki fotoğraf seçiminde şehit ailesini deşifre etmemek ismine da son derece itina gösterilmiştir. Bilgi dahilinde olmasına karşın şehidin köyü ve ailesine ait bilgiler habere dahil dahi edilmemiştir. Bu durum başlı başına Müvekkil ve meslektaşlarının kabahat sürece kastı içerisinde hareket etmediklerinin, şehidimize ait azami ihtimam ve dikkati göstermek çabasında olduklarının delilidir.
Bu noktada en çarpıcı örnek Kaşif KOZİNOĞLU olacaktır. O denli ki; kimlik bilgileri, ailesi, özel hayatı, fotoğrafı deşifre edilerek Odatv Davası soruşturmasına dahil edilen MİT mensubu Kaşif KOZİNOĞLU cezaevinin olumsuz kurallarına daha fazla dayanamamış ve kalp krizi geçirerek vefat etmiştir. Merhum Kaşif KOZİNOĞLU’nun MİT mensubu olması göz önünde bulundurulmaksızın, Kanun’da değişiklik yapılmasından sonra, cenaze merasiminden aile bireylerinin de 9 görüldüğü fotoğraflara erişimin hala mümkün olduğunu Sayın Hakimliğinizin dikkatine sunmak isteriz.
Diğer yandan, MÜVEKKİL HAKKINDAKİ SUÇLAMAYA DESTEK YAPILAN, İÇERİĞİ İTİBARİYLE TABİR HÜRRİYETİNİN HUDUTLARI İÇERİSİNDE YER ALAN HABERİN BASIN HÜRRİYETİNİN MÜDAFAASI ALTINDA KIYMETLENDİRİLMESİ GEREKMEKTEDİR. MİT mensup ve faaliyetlerine ait bilgiler ifşa, maksat gösterme niteliğinde olmadığı sürece basın yayın faaliyetlerinin konusu olabilmektedirler.
Kamuoyunda tanınan, bilinen MİT mensupları ile ilgili kısa bir açık kaynak taraması yapıldığında farklı kesitlere yakın olan birçok gazete ve haber sitesinin yapmış olduğu onlarca haberle karşılaşılmaktadır.
Tüm kitapçılarda MİT ve MİT mensuplarına ait sayısız kitap ve yazılı yayın bulunmaktadır. Kelam konusu kitapların birçoğunda bir kısmı hala aktif olabilecek birçok Teşkilat mensubunun açık isimleri ve aile bilgileri yer almaktadır.
TBMM’nin herkese açık internet sitesinden Susurluk Kurulu, Darbeleri Araştırma Komitesi ve Fail-i Meçhulleri Araştırma Komitesi zabıt ve raporlarına erişilebilmektedir. Kelam konusu tutanaklarda açık isimleri ile beyanda bulunmuş birçok MİT işçisi yer almaktadır.
(…) Son olarak kıymetle vurgulamak isteriz ki, bugüne dek sayısız mükafatlar almış, eşine az rastlanır araştırmacı gazeteciler ortasında sayılan MÜVEKKİLİN ÜLKEMİZİ YASA BOĞAN ŞEHİT HABERLERİ ALDIĞIMIZ BUGÜNLERDE, ŞEHADET MERTEBESİNE ULAŞMIŞ BİR KİŞİYİ MENSUBU OLDUĞU KURUM BAKIMINDAN AYRIM YAPMAKSIZIN, YÜCELTMEK İSMİNE YAYINLANMIŞ HABER NEDENİYLE TUTUKLU BULUNMASININ HUKUKEN, AHLAKEN VE VİCDANEN BİR KARŞILIĞI YOKTUR
Bu bağlamda temelinde “gazetecilik faaliyeti” nedeniyle özgürlüğünden yoksun bırakılmasına karar verilen Müvekkil Barış PEHLİVAN hakkında, huzurdaki soruşturma sonunda atılı kabahat nedeniyle dava açılıp “mahkumiyetine” karar verilse dahi, infazın 8 ayda tamamlanacak olması da göz önünde bulundurularak, verilecek olan TAHLİYE kararı söz özgürlüğünün de temini manasına gelecektir.”