Alman İçişleri Bakanlığı, Türkiye’nin AB hudutlarına akın edenlere toplumsal medya aracılığıyla seslenerek “sınırlarımız kapalı” mesajını verdi.
Alman Hükümeti, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “kapıları açtık” açıklamasıyla AB hudutlarına tetiklediği göçmen akınını frenlemek için harekete geçti.
“SINIRLAR AÇIK DEĞİL”
Alman İçişleri Bakanlığı, dün akşam toplumsal medyada İngilizce, Farsça ve Arapça paylaşımlarda bulunarak, Türkiye hudutlarından Avrupa’ya geçmeyi umut edenlere şu sözlerle seslendi:
“AB dış sonlarında tertibi sağlamak için vargücümüzle Yunanistan’ı destekleyeceğiz. Avrupa sonları Türkiye’deki mültecilere açık değildir. Bu Almanya sonları için de geçerlidir.”
DW Türkçe’de yer alan habere nazaran, Berlin, bu teşebbüsü ile gelişmeleri toplumsal medya üzerinden takip eden hudut bölgesindeki mülteci ve göçmenleri bilgilendirmeyi hedefliyor. Alman İçişleri Bakanlığı bu yolla tıpkı vakitte Erdoğan’ın açıklaması üzerine Afganistan, İran, Pakistan ya da Afrika ülkelerinden harekete geçmeye hazırlananları da frenlemeye çalışıyor.
“SINIRLARI AÇIN” DAVETLERİ ARTIYOR
Bu ortada AB sonlarının mültecilere açılması için dün başşehir Berlin’de, başbakanlık binası önünde, binlerce kişinin katıldığı bir protesto gösterisi düzenlendi.
“Seebrücke Berlin” insiyatifi tarafından, “Sınırları açın, hayat kurtarın” sloganıyla düzenlenen şovda, AB’nin mültecilere duvar ören siyasetleri, AB-Türkiye Mülteci Mutabakatı eleştirildi ve artık mültecilere Avrupa kapılarının açılması gerektiği vurgulandı.
Polisin kestirimine nazaran şova 3 bin 500 kişi katıldı. Organizatörler ise iştirakçi sayısının 8 bin olduğunu açıkladı. Almanya’nın öteki kentlerinde de misal şovlar düzenlendi.
AŞIRI SAĞCILARIN EKMEĞİNE YAĞ SÜREBİLİR…
Öte yandan, Süddeutsche Zeitung, mevzuyla ilgili yorumunda, sondaki imgelerin Avrupa’daki çok sağcıların ekmeğine yağ sürebileceği ihtarında bulunuyor:
“Türkiye ile Yunanistan ortasındaki hudut elbette bütün sığınmacılara açılmamalı. Kimsenin AB dış hududunu evvel kuşatan ve sonra da aşan insan kafilesinin fotoğraflarına muhtaçlığı yok. Bu türlü bir senaryo yalnızca denetimsiz göçün Avrupa’ya geleceği dehşetlerini alevlendirmek isteyenler tarafından temenni edilebilir. Göçün yönetim edilemeyeceği görünümünü uyandırmak isteyenler, çok sağcıları teşvik ediyor demektir. Buna 2015 mülteci yılından çıkarılan acı dersler de dahil. Almanya AB dış hududuna değil, Türkiye ve Yunan adalarındaki sığınmacı kamplarına yardım etmek zorunda üstelik yalnızca maddi olarak da değil. Bilhassa korunmaya muhtaç, çocuklar, hastalar aileler süratlice Almanya’ya getirilmek zorunda. Bu, çaresizliğe karşı küçük bir adım olabilir. Fakat tekrar de bir başlangıç olur.”
DW Türkçe’nin aktardığına nazaran, Magdeburg merkezli Volksstimme ise, tıpkı bahisle ilgili yorumunda AB’nin mülteci siyasetini eleştiriyor:
“AB Yunanistan hududuna sığınmacı akını sonucu derin uykusundan uyanmış görünüyor. Bunun için gereğince sinyali var. Fakat Brüksel’de Brexit ile koronavirüs ortasında Yunan adalarındaki tüyler ürpertici şartlara yer yok. Artık AB başkanları Yunanistan-Türkiye hududundaki durumun tırmanmasını önlemek için davetlerde bulunuyor. Yunanistan’a bu mevzuda verilen kelamlar hiç olmazsa dayanak sinyali. 2015-2016’daki sığınmacı krizinden sonra AB böylesine acil durumlara hazırlıklı olma kelamı verdi. Türkiye ile yapılan makûs mülteci muahedesi dışında sahiden bir şey olsaydı, Brüksel bu meseleye çoktan bir cevap bulmak zorunda kalırdı. Hiç kimsenin böylesine durumlar için çekmecesinde bir planı yok.”
Märkische Oderzeitung ise Türkiye-Yunanistan hududundaki sığınmacı akınıyla ilgili yorumunda, şu tabirlere yer verdi:
“Sınırdaki bu trajik imajlara yalnızca seyirci mi kalmalıyız? Bu sorunun cevabı hayır! Avrupa nitekim bir başlangıç yapmak istiyorsa o vakit seyirci kalmamalı. AB’nin Yunanistan’a birinci yardımlarının Yunan adalarındaki skandal durumu hafifletmesi umuluyor. Ve sonra Türkiye’yle müzakereler yapmaktan kaçış yok. Türkiye’deki 3 milyon 600 bin sığınmacının Avrupa’nın dayanağına gereksinimi var. Bu durumun Cumhurbaşkanı Erdoğan’la bir ilgisi yok. Tam aksine sıkıntı durumdaki insanlara yardımla ilgisi var. AB insaniyet için bu türlü bir sinyal verirken, göç konusunun kendisini zorlamasını da engelleyebilir.”
BM’nin datalarına nazaran Türkiye-AB hududunda, Avrupa’ya geçmek için binlerce kişi bekliyor. Yunanistan’ın sondan geçmek isteyenlere gaz ve göz yaşartıcı bomba ile müdahale etmesi yansılara yol açıyor. AB, hudut geçişlerine müsaade verilmeyeceğini açıkladı.