Osman Kavala’nın Seyahat davasında beraat edip 15 Temmuz davasında tutuklanması tartışılmaya devam ediliyor.
Kavala hakkında yürütülen tartışmalarda sıklıkça George Soros’un ismi da gündeme geliyor.
Macar asıllı ABD’li iş adamı George Soros tarafından 1984’de kurulan Açık Toplum Enstitüsü Türkiye’deki faaliyetlerine 2001’de açtığı temsilcilikle başladı. Enstitüyü Türkiye’ye getiren Can Paker’di. Paker, Soros’a doğum günleri kutlamalarında yer alacak kadar yakın biriydi. Paker ayrıca Soros takviyeli olan TESEV’in başındaki isimdi de.
Osman Kavala’nın idaresinde olduğu Enstitü’de FETÖ kumpasları vaktinde derin yarılma yaşanmıştı. Can Paker, Pensilvanya’ya Fethullah Gülen’in yanına gitmiş, Osman Kavala ise, Balyoz kumpasındaki geçersiz kanıtları anlatması için Dani Rodrik’e yardım etmişti.
BARLAS KAYINBİRADERİNİ SAVUNDU
Odatv İmtiyaz Sahibi Soner Yalçın, Sözcü gazetesindeki köşesinde Açık Toplum Enstitüsü’nde yaşananları ele almış, Can Paker’in Pensilvanya ziyaretlerini gündeme getirmişti.
Yalçın’a cevap Can Paker’in kız kardeşi Canan Barlas’la evli olan Mehmet Barlas’tan geldi.
Mehmet Barlas, kayınbiraderi Paker’i Sabah’taki köşesinde “Soros ve FETÖ uzmanı kesilenler her salataya maydanoz olma noktasındalar” başlıklı yazıyla savunmaya çalıştı.
“SOROS’LA BİRLİKTE YOLA ÇIKAN SİVİL TOPLUMCULAR ONDAN AYRILDILAR”
Mehmet Barlas şu sözleri kullandı:
“Siyasi yorumculukta ölçüyü kaçırırsanız, her salataya maydanoz olmak üzere bir tehlikeyle karşılaşabilirsiniz… Ölçüyü kaçırmanın en somut biçimi ise, hiç katkınız ve hiç bilginiz olmadığı bahislerde, güya karar vericiymiş üzere ya da güya bir aktörmüş üzere görüş açıklamanızdır. Bu duruma bir örneği, kimi yorumcuların Soros yahut FETÖ üzere aktörlere ait olarak görüş açıklamalarından ve bu sırada birilerini suçlamalarından verebiliriz.
Düşünün ki Soros şu anda kendi anavatanında makbul olarak görülmeyen ve demokrasinin tehdidi olarak görülen bir kişi. Meğer bu adam sahip olduğu servetin bir kısmını, dünyaya demokrasi gelsin ve sivil toplum güçlensin diye harcadığını söylüyor. Türkiye’ye birinci geldiğinde de bu türlü olduğuna inanıldığı için memnunlukla karşılanmıştı. Ama daha sonra bu demokrasi arayışının aslında bir rejim hengamesini amaçladığı anlaşılınca, Soros’la birlikte yola çıkan sivil toplumcular ondan ayrıldılar. Ayrılmayanlardan biri olan Osman Kavala ne yazık ki hâlâ bu beraberliğinin hesabını veriyor.
“GEREK SOROS’U GEREKSE FETÖ’YÜ HAKİKAT OLARAK ANLAYANLAR, YANLIŞSIZ VAKİTLERDE ONLARLA YOLLARINI AYIRDILAR”
Barlas yazısını şöyle sürdürdü:
“FETÖ’nün yaratıcısı olan Fetullah Gülen de yolun başında inançlara saygılı olmayı vurgulayan ve eğitimde atılımlar yapılmasının bayraktarı olan bir din adamı imajı veriyordu. Fakat ondaki gerçek cevherin farkına Amerikan derin devleti ve CHP’nin eski Genel Sekreteri Kasım Gülek vardı. Gülen cemaatinin FETÖ’ye dönüştüğü anlaşıldığında ise iş işten geçmişti. Artık o devleti ele geçirmek üzere örgütlenmenin yolunu açmıştı. Başbakan Erdoğan’ın ‘Hasret bitsin, Türkiye’ye dön’ daveti ise doğal olarak ret karşılığı ile karşılanmıştı. FETÖ’ye nazaran geri dönmenin şimdi kuralları yoktu.
Gerek Soros’u gerekse FETÖ’yü hakikat olarak anlayanlar, yanlışsız vakitlerde onlarla yollarını ayırdılar. Fakat başları hâlâ karışık olanlar birilerini suçlayarak tam olarak bilmedikleri Soros ve FETÖ olguları üzerinde çeşitlemeler yapıyorlar. Bahtsız Osman Kavala da bunların ağızlarına artık sakız oluyor.”