Artık nüfus cüzdanı eskidi, o yıllar ki dolu dolu geçti hey gidi hey! Neler gördük geçirdik!
Bazen gençlere tavsiyelerde bulunmak isterim ki, az kulak verseler uygun olur hani.
Bir kızımız var, bir periyot tanınan modeldi. Seviyorum hoş güzel çocukları…
Boylu poslu, endamlı, sarışın, Avrupai bir kızdı bu. Sportmendi, basketbol da oynardı. İşini ciddiye alırdı, hatta o denli bir anlatırdı ki sanırsın devlet başkanı! Şaşırırdım.
O devir aklında siyaset var mıydı sanmam! Aklı bir karış havadaydı güya, gerçi yıllar geçti de değişti mi bilemem!
Podyumda kısa bir devir fırtınalar estirdi. Oyunculuğa sardı, tutmadı, hatta “şarkıcı mı olsam” filan dedi. Sonra popçular topçular bildik kıssalar yani…
O devir çok meşhur popçu sevgilisi vardı, hatta bir arada röportaj verdiler, dedi ki; “ben iki günde bir sevişmeden duramam!”
Bu yaşta yüzüm kızardığını hatırlıyorum.
Ah be kızım, biraz tut lisanını. O denli her yerde her şey söylenmez ki!
“Aşık” dedik, “gençliğine, cehaletine verelim” dedik. Koluna dövme yaptırdı. Yaptırsın, bu gençler bu türlü, sanıyorlar ki sonsuza dek sürecek o hisler, sonra silinmesi de farklı sorun olur.
Yani… Yaptırması sıkıntı, sildirmesi zahmet…
Hayat bu öğretir, sen bir kez nasihat et. Bir musibet, bin nasihat demektir.
Neyse…
Ben biraz eski kafayım, o denli cakkıdı cakkıdı sakız çiğneyerek konuşan kızlardan erkeklerden pek haz etmem. O vakitten muhakkaktı, biraz hadsizdi, terbiyesizdi. İnsan yedisinde neyse yetmişinde de odur ya, hah işte o denli.
Sonra ayrıldılar bu popçuyla. Bir orta ünlü bir futbol ekibini karıştırdı, kısa sürdü her ilgisi üzere…
Sonra bir komşu ülkeye gitti, din değiştirdi filan.
Aforoz edilmiş sonra, o denli diyorlar.
Ben bu işlere karışmam, arayış değerlidir, insan arar, bulur bulamaz. O Allah ile kul ortasındadır. Çok da din değiştirmesine sataşılmasını gerçek bulmuyorum.
Ama… Bir yerde karar da vermek gerekir. O denli döndüysen İslam’a bir tesettüre gir, bir çıkar olmaz…
Bu pek güzel görünmek istediğin mahalleye hiç güzel gelmez.
Bak hoş kızım!
İnsan lisanının altında kapalıdır, sen her ayrılığın akabinde demediğini bırakmadın!
Bir sus değil mi?
Bir orta bir bakıyorum, “üstüme çok geliyorlar ben aslında yaşımdan çok daha olgun bir insanım” diyorsun,
Bir bakıyorum, “dinimi değiştirdiğim için çok pişmanım, gençlik heyecanıydı” diyorsun,
Bir bakıyorum, “geçmişte seksi pozlar vermemin sorumlusu Atatürk’tür “ diyorsun,
Allah şifa versin ne diyeyim’!
Bir sus! Yok, susmadı, susmuyor!
Konuşmadan iki gün duramaz ya!
Bak yavrucuğum! Öfkeli agresif ve kötü halde mutsuzsun!
İnsan üzülüyor tabi ki, bir yolunu bul artık.
Arıyorsun da, fakat bulamıyorsun işte…
Buldum sanıyorsun da bu Atatürk’e, Kemalistlere saldırmakla olmaz! Kime yaranmaya çalışıyorsan bil ki seni hiç ciddiye almıyorlar!
Arkandan gülüyorlar söyleyeyim! Neler diyorlar neler?
Hatta… Geçen gün isim vermeyeyim artık, dedim ki; “Bu kızcağız bu türlü, demeçler filan veriyor, hazırlıyor musunuz nedir?” dedim de, gülerek, “Abla yapma, meczup misin? Ortada eğleniyoruz fakat…” dedi o derece yani. Öbür dediklerini hiç söylemeyeyim!
Hatta… Kimileri da sıkılmış çok kötü, her yer kapı duvar sana!
“Siyasete gireceğim, ben de akıllıyım ben de biliyorum” sanırsın da madara ederler seni, harcarlar…
Arkandan gülerler…
Şaklaban olursun meydanda, saray soytarısı yaparlar seni!
Sen sanırsın ki seni seviyorlar, seni korurlar. Kimse gözünün yaşına bakmaz çocuğum!
Hatta… Bir oğlan da var, bu da sarışın, birbirlerine de benziyorlar ha, Atatürk’e, CHP’ye, Kemalistlere sallıyor da sallıyor.
Siz büyümeyen çocuklar, aklınız başınıza geldiğinde, ki gelirse çok saçınızı başınızı yolacaksınız…
Bir mendil üzere atılıp, harcanacaksınız!
Gün gelir…
O ağzınızdan dökülen zehirli, uzunluğunuzdan posunuzdan büyük laflarda boğulursunuz!
Neyse… Bu kızımızın ismi bir devir cemaatlerle de anıldı, “teklif geldi” filan dedi. Kabul etti mi etmedi mi bilmiyoruz!
Yok, diyor… Ne işim olur diyor da kelamını nasıl inanalım be yavrucuğum, bir dediğin bir dediğini tutmuyor ki?
Dikkat çekmeyi çok seviyor. Bu işleri oyun sanıyor zaar.
Fakat sorun şu ki; bizim Burhan Kuzu üzere susmayı beceremediği üzere her iki taraftan da hiç beğenilen karşılanmıyor…
Hani, keşke sussa deniyor hatta… Birileri uyarıyor, uyardı da, o bilir!
Bu kızımızda düşünüyor? -Ne dedim ki ben?
Sonra öfkeleniyor, daha da sertleşiyor…
Söz öyledir be kızım, ağızdan çıkana kadar senin esirin, ağızdan çıktı mı sen onun esirisin…
Yani… Ne orada ne burada kendine bir yer bulamadı hala!
Atatürk’e ağzından salyalar akıtarak saldırmak, Kemalistleri aşağılamak senin neyine? Çakma gündem yaratmak ismine paspas olarak kullanılırsın en fazla?
Kim seni ciddiye alır ki?
Basket topu diye ortalarda bir o tarafta bir bu tarafta ellerde harcanırsın, yapma.
Hani… Geçmişte ancak top yüzüme gelmesin, yüzüm şişmesin, burnum kırılmasın hoşluğum bozulmasın diye komik hallere düşerdin ya, bu sefer yerin tabanına girersin de kimse çıkartamaz seni. Aman ha!
Hürrem Elmasçı