Usta sanatçı Zülfü Livaneli, geçen hafta, Instagram hesabından inşaatta çalışan bir çocuğun görüntüsünü paylaşmıştı.
Videoda çocuk, çalışırken Kürtçe dengbej söylüyordu. Livaneli, paylaştığı görüntüye, “İnşaatta Bir Yetenek. Böyle bir sese kolay kolay rastlanmaz. Keşke bulabilsek de Diyarbakır başta olmak üzere konserlerime konuk sanatçı olarak davet etsem” notunu düşmüştü.
LİVANELİ’YE SALDIRDI
Liberal tarih muharriri Ayşe Hür ise, toplumsal medya hesabından Livaneli’yi gaye aldı.
Bir devir Taraf gazetesinde “tarih yazıları” kaleme alan Ayşe Hür, inşaatta çalışan çocuğun bulunduğuna dair bir haberi paylaşarak, “Kurtarıcı (Salvatore) Sendromu deniyor buna psikolojide… Bu genç iki yıldır Instagram’da keşfedilmeyi bekliyormuş. Sonunda ‘Siz hiç Mustafa Kemal’in ‘Kürt yoktur, lisanı kart kurt dilidir!’ dediğini duydunuz mu?’ diyen ulusalcı Zülfü Livaneli tarafından ‘kurtarılacak’… Mesuduz” ifadelerini kullandı.
Bu sözlere karşılık veren Livaneli ise, “Hayatımda bundan daha alçakça bir iftira duymadım. Ne vakit, nerede bu türlü bir kelam söylemişim. Lütfen yazın ya da alçakça iftiralarınızın utancı içinde boğulun” dedi.
“ZAVALLI…”
Bu paylaşımı alıntılayan Ayşe Hür, Livaneli’nin 2009 yılında yazdığı bir köşe yazısının kontağını paylaşarak “Kendi yazısını hatırlayamayan bir bunak mı yoksa saldırarak galip çıkmaya çalışan bir terbiyesiz mi? Okuyanlar karar versin. Alıntıladığım cümle yazının son satırında” dedi.
Hür’ün yazıyı anlamadığını söyleyen Livaneli ise, “Akademisyen geçinen bir küfürbaz 2009 yazdığım ulusalcılığı eleştiren bu yazıyı kavrayamıyor ve ruhundaki karanlığı her yere bulaştırmak istiyor. Zavallı” diye belirtti.
İşte kelam konusu o paylaşımlar:
HANGİ SÖZLER YER ALIYOR
Hür’ün Livaneli’yi amaç aldığı ve iki isim arasında polemiğe neden olan yazı 2009 yılında kaleme alındı.
“Kürtlerin Onuruna Hitap Edin” başlıklı yazıda Livaneli, Türkiye’deki ulusalcılığı eleştirmiş ve yazının devamında şu tabirleri kullanmıştı:
“Karşılıklı hürmet, sevgi. Kimsenin onuruyla, lisanıyla, kültürüyle oynamamak, kimseyi aşağılamamak.
Eğer Türkiye bunu yapabilecek devlet adamları yetiştirmiş olsaydı, inanın ki 50 bin canımızı yitirmezdik.
Ama “Sen mahrum, lisanın de yok, ananla kart kurt diye konuşuyorsun!” derseniz, “Ben varım!” diyenleri de Diyarbakır Cezaevi’ne koyup azap ederseniz, sonunda çıldırtırsınız insanları.
Bütün bunları Atatürkçülük maskesi altında yapmaksa başlı başına bir facia.
Siz hiç Mustafa Kemal’in “Kürt yoktur, lisanı kart kurt dilidir!” dediğini duydunuz mu?”