AKP’de “check up” tartışması başladı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın damadı Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın partinin başına geçeceğinin konuşulduğu sırada “AKP’de gençleşme” önerisi dikkat çekti.
AKP’li Bakan Berat Albayrak’ın denetimindeki Sabah gazetesi müellifi Okan Müderrisoğlu, “Zihni detoks yahut siyasi karantina…” başlıklı yazısında “AK Parti'de, bünyesel check up yapılması, bir gereksinimden öte mecburilik haline geliyor. Bu gözle sıkıntıya yaklaştığımızda… Özellikle siyasi kademe ilerlemesi almış isimlerin; gençleri, teşkilatları motive etmesi, tabir yerindeyse bir çeşit bıkkınlık manzarası ile heveslerini kırmaktan kaçınmaları gerekiyor” tabirlerini kullandı.
İşte o yazı…
2020 o denli sert başladı ki…
Libya krizi, Doğu Akdeniz tansiyonu, sarsıntı fırtınaları, İdlib'deki büyük oyun ve verdiğimiz şehitler, kutsal Kudüs'ün ilhakının hüznü, Van Bahçesaray'da metrelerce kar altında yüreklerimizi yakan can kayıpları…
Her seferinde, “Allah beterinden saklasın” diyor, rahmet ve acil şifalar dileklerimizi paylaşıyoruz. “Yüce Mevlâm, devlete ve millete zeval vermesin” diye dua ediyoruz. Binlerce yıldır, büyük sınamalara sahne olan Anadolu ve Ortadoğu coğrafyası, bizim jenerasyona denk gelen bu devirde tekrar tarihi imtihanlardan geçiyor. Ulusal dayanışmanın ortak paydası her zamankinden daha fazla kıymet kazanıyor. İşte bu noktadan hareketle, memleketi yönetim edenler ağır sorumluluk altında iken Ankara'da sürat kazanan kimi faaliyetlerin anlamsızlığına değinmek istiyorum.
Konuyu da AK Parti ve etrafına odaklıyorum.
***
Baştan belirteyim…
AK Parti mevcut kuvvetli koşullar altında, “liderlik gücü ve milletteki karşılığı” ile yol alıyor.
Yani…
Başkan Tayyip Erdoğan'a içeriden yönelen yorum ve tenkitler bile fakat ve lakin Erdoğanlı siyasi denklemlerde mana kazanabiliyor.
Bir öbür anlatımla…
Erdoğan'a tepkisellik içinde yaklaşan, sitem eden, beklentisini yansıtan yahut küsenler var ise işte onların tamamına yakını yalnızca Erdoğan'ın sürükleyici gücü sayesinde politik açıdan varlığını sürdürebiliyor.
Gerçekçi olmak gerekirse…
Erdoğan'ın, bu dava etrafında topladığı isimlerin birçok, AK Parti'nin kuruluşu öncesinde devlet makamlarını hayal bile edemezlerdi. Evet emek verdiler, efor sarf ettiler. Lakin Erdoğan markasıyla birlikte belediye lideri, milletvekili, bakan yardımcısı, bakan, başbakan, meclis lideri oldular. Dünyayı gördüler, kendilerini geliştirdiler.
Haliyle deneyim de kazandılar. Ve bu birikimden yararlanılması arzusundalar.
Buraya kadar anlayışla karşılanabilecek insani refleksler kelam konusu.
Lakin…
Parti takımları bir yandan yenilenirken öbür yandan kıdemli isimlerin onore edilmesi her an eksiksiz bir istikrarda gerçekleşmeyebiliyor.
Tam da bu münasebet ile AK Parti'de, bünyesel check up yapılması, bir muhtaçlıktan öte mecburilik haline geliyor.
Bu gözle soruna yaklaştığımızda…
Bilhassa siyasi kademe ilerlemesi almış isimlerin; gençleri, teşkilatları motive etmesi, tabir yerindeyse bir tıp bıkkınlık imgesi ile heveslerini kırmaktan kaçınmaları gerekiyor.
Tekrar ediyorum…
Yılların uğraşına hürmet, anıya hürmet, tecrübeden istifadeye amenna. Bu vesile ile daha fazla kanal açılmalı, mümkünse Cumhurbaşkanı nabzı daha yakından hissetmeli, buna eyvallah.
Ancaak…
AK Parti içinde “siyasi detoks” formülü de uygulanmalı. Özellikle ferdî bazda yapılacak iç muhasebe ile siyasi toksinlerden arınma fırsatı kullanılmalı.
Veya…
“Siyasi karantina” seçeneği de gündeme alınarak, ortamın enfekte edilmesi önlenmeli!