Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Lideri Recep Tayyip Erdoğan bugünkü küme toplantısında Eski Genelkurmay Lideri İlker Başbuğ’u amaç aldı.
Erdoğan, AKP milletvekillerine İlker Başbuğ’a dava açmaları davetinde bulundu.
Erdoğan, “Zaman vakit yanlış değerlendirmeleriyle kamuoyunun önüne çıkan eski bir genelkurmay lideri bu düzenlemeyi mazeret ederek Meclis’i itham altında bırakmıştır. Kendisini yeterli tanırım. Bu hususta hepiniz hızla dava açmalısınız. Meclisin yasama yetkisini dışarıdan biriler atıp tutmak suretiyle yere çalma hakkı yoktur” dedi.
ERDOĞAN’DAN “BORU” ÇIKIŞI
Erdoğan’ın konuşmasındaki en dikkat çeken kısım, İlker Başbuğ’un 29 Nisan 2009’da düzenlediği basın toplantısına göndermede bulunarak “Bu parlamentonun hukuku, daima bir arada müdafaamız lazım. Bu, boru göstermeye benzemez. Parlamentonun hukuku boruyla sindirilemez. Emekli bir askerin peşine düşenler herhalde kendi geçmişlerinden utanıyorlar. Aksi halde bu türlü bir yanlışın içine düşmezlerdi” tabirlerini kullandı.
İlker Başbuğ’un “boru” dediği argümanı uzun yıllar FETÖ tarafından dillendirilmişti. Ergenekon kumpası devam ederken, FETÖ taraftarları sık sık bu iddiayı lisana getirmişti.
“BORU”NUN KISSASI FARKLI
Erdoğan’ın kelamlarının akabinde Başbuğ’un 29 Nisan 2009’daki basın toplantısı yine gündeme geldi. Kelam konusu basın toplantısında Başbuğ, basın mensuplarının önünde yaptığı açıklama sırasında “LAW” silahları için kullandığı öne sürülen “Boru”nun öyküsü farklı.
Hürriyet muhabiri Toygun Atilla, 16 Ocak 2013’te yaptığı haberde, İlker Başbuğ’un “boru” demediğini ortaya koymuştu.
Toygun Atilla’nın haberi şöyle:
“Eski Genelkurmay Lideri emekli Orgeneral İlker Başbuğ’un 29 Nisan 2009’da basın mensuplarının önünde yaptığı açıklama sırasında ‘LAW’ silahları için kullandığı öne sürülen ‘Boru’nun öyküsü bu… Meğer Başbuğ bu türlü bir söz kullanmadı fakat Başbuğ’a yapıştı, onunla anılır oldu. Propaganda gücünün en aktif örneği olan ‘Boru’ olayının hikayesi tam bir Aziz Nesin’lik öykü. İşte yafta üzere İlker Başbuğ’a yapışan ‘Boru’nun hikayesi…
Geçen hafta, Ergenekon davasının tutuklu sanığı 26. Genelkurmay Lideri emekli Orgeneral İlker Başbuğ’un Avukatı İlkay Sezer’in Nişantaşı’ndaki ofisindeyim. Davalarda olup bitenleri, devam eden tüzel süreci, geçmişte yaşananları konuşuyoruz. Kimi vakit soru yanıt, kimi vakit da karşılıklı sohbet halinde devam eden bir görüşme oluyor. Sohbetin bir yerinde, soruşturmaların birinci evresinde Poyrazköy’de toprağa gömülü olarak bulunan mühimmatlara geliyor kelam. İlker Başbuğ’un vazife müddetinde bu mühimmatların topraktan çıktığını söylüyorum, “LAW” larla ilgili İlker Başbuğ’un ‘Bunlar boru’ halindeki değerlendirmesini hatırlatıyorum. Avukat İlkay Sezer çabucak itiraz ediyor, ‘İlker Paşa, o gün ‘Boru’ demedi’ diyor. Bense ısrarcıyım, ‘Olur mu kulaklarımla duydum. Bunlar, ‘boru’ dedi. İfadeyi net hatırlıyorum’ formunda ısrar ediyorum. İlkay Sezer tebessüm ediyor; ‘Paşa o gün boru tabirini kullanmadı’ demekle yetiniyor. Uzatmıyoruz. Diğer hususları değerlendirdikten sonra ofisten ayrılıyorum.
BORU DEDİ Mİ
Dışarı çıktığımda ise başımda hâlâ İlker Başbuğ’un ‘Boru’ sözünü kullanıp kullanmadığının cevabı var. Sanki Avukat İlkay Sezer haklı olabilir mi? diye kendi kendime söyleniyorum. Bir mühlet sonra merakıma yenilerek bunu araştırmam gerektiğini düşünüyorum. Yapacağım araştırma çok kolay. Poyrazköy’de 21 Nisan 2009’da toprakta yapılan kazıların akabinde 29 Nisan 2009’da basının karşısına çıkan Genelkurmay Lideri İlker Başbuğ’un o gün yaptığı konuşmanın metnini bulmak. Metni buluyorum. Tekraren okuyorum. Boru tabiri geçmiyor. Sıra bu sefer imajları izlemekte. Basın açıklamasının imajlarını de izliyorum. Boru tabiri yok. Pekala, İlker Başbuğ, o günkü konuşmasında ‘Bunlar boru’ demediyse bu kelam nerden çıktı? Merakım daha da artıyor. İlker Başbuğ’un açıklamalarının akabinde yayınlanan gazete haberlerini tek tek taramaya başlıyorum.
BAYKAL SÖYLEDİ
Gerçekten de birinci günlerde çıkan haberlerde İlker Başbuğ’un ağzından yazılmış, ‘Bunlar boru’ formunda bir haber yok. Ta ki 5 Mayıs 2009’a kadar. 5 Mayıs 2009 periyodun CHP Önderi Deniz Baykal TBMM’de partisinin küme toplantısında konuşuyor. Konuşmanın bir kısmını ise LAW silahlarına ayırıyor ve ‘mermisi olmayan boru’ tabirini kullanıyor.
Baykal, “Bir de ortalıkta LAW silahı LAW silahı diye bir şeyler güya büyük bir askeri tehdit teşkil edecekmiş üzere anlatılıyor, anlaşılıyor ki kimileri, itinayla yeraltına gömülmüş mermisi olmayan boru, niçin gömüldü kim gömdü? TSK ‘ben değilim’ diyor. ‘Buna benden öteki sahip olan devlet kurumları var’ diyor. Ne oluyoruz? Bu bahis aydınlatılmalıdır. Bunlar topluma dehşet saçmak için mi? Yoksa bir terör örgütünün kullanmak için sakladığı, muhakkak bir hiyerarşi doğrultusunda sakladığı bir cephanemidir? bunu bir anlayalım. O mudur Bu mudur?..” diyor.
İşte o günden sonra ne olduysa oluyor ve bu kelamlar İlker Başbuğ’a mal ediliyor. O denli ki, köşe müellifleri, haberler vs çabucak hemen LAW silahları ile ilgili kullanılan bütün haberlerde İlker Başbuğ’a ithafen, ‘Onlar silah değil. Boru’ sözlerini söylediği adeta kar topu üzere başlayıp, çığ halini alarak devam ediyor. TSK tarafından kurulan/kurulması planlanan internet sitelerinde kara propaganda yapıldığı/yapılacağı teziyle tutuklanan emekli Orgeneral İlker Başbuğ, ders kitaplarına bahis olacak bir kara propagandanın amacı haline gelmişti. Boru hikayemizin bundan sonraki sefahatı ise Aziz Nesin’in öykülerine taş çıkartacak nitelikte. Bundan sonraki satırları okurken, kiminiz acı acı gülecek, kiminiz ise hayretler içinde bir propagandanın inanılmaz tesirini göreceksiniz. İlker Başbuğ’un ‘Boru’ sözünü kullandığı toplumun hafızasına o kadar kazınmıştı ki, politikler bile bu hususta açıklamalar yapacaktı.
SAVCI DA SORMUŞTU
Herkes İlker Başbuğ’un ‘Onlar boru’ sözünü kullandığı konusunda hem fikirdi. İş o denli boyutlara vardı ki 6 Ocak 2012’de İlker Başbuğ, İnternet andıcı soruşturması kapsamında savcı Cihan Kansız’ın karşısındaydı. O gün kendisine Cihan Kansız tarafından 46 soru yöneltildi. Emekli Orgeneral İlker Başbuğ’un tabirleri 24 sayfada toplandı.
İşin enteresan yanı; savcı Cihan Kansız da İlker Başbuğ’un Law silahları için ‘Bunlar boru’ ifadesi kullandığına inanmıştı. Sorularından biri de tam olarak buydu. İşte savcı Cihan Kansız sorgu sırasında bu soruyu tam da şöyle sordu:
‘Yapılan açık kaynak incelemelerinde 29-4-2009 tarihinde yaptığınız basın toplantısında Poyrazköy’den çıkan mühimmatları boş lav silahlarından ibaretmiş üzere gösterme uğraşı içinde olduğunuz, boş law silahını göstererek kanıtların bütünü hakkında kara propaganda yapmaya çalıştığınız, yaptığınız basın açıklaması ile ilgili ulusal medya organlarında çıkan haberlerde kelam konusu law silahlarının “BORU” olarak nitelendiği bu tabiri sizin kullandığınız tarafında haberlerin yapıldığı tespit edilmiştir.’
KENDİ DE İNANMIŞ
Savcının tabir metnine de büyük harflerle yazılan “boru” sorusu inanılmazdı. Ancak daha da inanılmazı oldu. O gün İlker Başbuğ kendisine sorulan o soruyu şöyle yanıtladı:
“29 Nisan 2009 tarihinde karargâhta yapmış olduğum basın toplantısında, boş law silahları için ‘boru’ tabirini kullandığım doğrudur. Benim brifingdeki açıklamalarım makûs maksatlı değildir. Rastgele bir biçimde kara propaganda maksatlı bir hareket içerisinde olmadım. Benim burada kumandan olarak Türk Silahlı Kuvvetlerini müdafaa refleksi içerisinde bu açıklamaları yaptım. Bu olaydan sonra el bombalarına ve lawlara özel numara verme çalışmasına başladık.”
İlker Başbuğ bile LAW silahları için “boru” tabiri kullandığına inanmıştı.”