AKP İstanbul Milletvekili ve MKYK üyesi Markar Esayan, Akşam gazetesinde okurlarına tekrar “merhaba” dedi.
Markar Esayan, geçen sene mide kanseri olduğunu duyurmuştu. Hastalığı nedeniyle yazılarına orta veren Esayan, bugün “Tekrar Merhaba” başlıklı yazısıyla köşesine geri döndü.
Esayan, mide kanseri olduğunu öğrendiği süreçle ve tedavisiyle ilgili satırlar kaleme aldı. Esayan, tedavi sürecinde kendisine takviye olan başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere sevenlerine teşekkür etti.
İşte Markar Esayan’ın “Tekrar Merhaba” başlıklı o yazısı:
Uzunca sayılabilecek bir ortadan sonra tekrar birlikteyiz. Medyaya yansıdığı için bu ayrılığın sebebi olan hastalığım ve süreç hakkında sizlere birkaç kelam etme borcu hissediyorum. Lütfen hakkınızı helal ediniz.
Geçen yılın mayıs ayında midemde büyükçe bir kitle tespit edildi. Yani mide kanseri olmuştum. Teşhisin akşamı MKYK toplantısına gittim. Mevzuyu duyan Cumhurbaşkanımız ‘Markar kardeşim, bize müjdeli haberler vereceksin değil mi?’ diye sorar geçmiş olsun derken, ben de uzun/zor bir yola girdiğimin olağan ki farkındaydım.
Böylelikle kemoterapi süreci başladı. Ekim başında da hastaneye yatarak ameliyat oldum. Midenin tamamı alındı; negatif hudutlara güç da olsa ulaşıldı. Epey külfetli bir süreçti; Allah sabır verdi diyeyim gerisini siz anlayınız.
Teşekkür edecek çok kişi var tabii… Başta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a epey işinin ortasında şahsıma gösterdiği yakın alaka için minnettarım. Cumhurbaşkanlığı Sıhhat ve Besin Siyasetleri Heyeti Başkanvekilli Prof. Dr. Serkan Topaloğlu, onkolog hekimim Prof. Dr. Sezer Sağlam, ameliyatımı muazzam bir özveri/beceri ile gerçekleştiren Prof. Dr. Oktar Asoğlu, teşhis sürecinde ilgisini esirgemeyen Prof. Dr. Erdal Birol Bostancı’ya da çok teşekkür ediyorum.
Tabii ki bu bir süreç; kesin bir şey söylemek mümkün değil. Yaşamaya devam edecek ve tevekkülü elden bırakmayacağız. Olgunluğu abartarak okuyanların sonlarını bozmak istemem; alışılmış ki evvel dünyam başıma yıkılır üzere oldu. Bunlar son derece insani tepkiler… Fakat bu durumu süratlice üzerimden sıyırıp atarak yapılması gerekenlere odaklandım. Hani Thomas More idam edilmeden çabucak evvel kızına ‘Üzülme kızım, insanın kellesinin uçmasıyla başına berbat bir şey gelmez’ demiş ya, hastalığın ve vefat riskinin beni tozlaştırmasına müsaade vermemeye çalıştım.
Tabii bu türlü durumlarda aile çok kıymetli. Ben de bu hususta şanslıyım. Bu vesileyle kız kardeşim, ablam, kız arkadaşım ve dostlarıma çok lakin çok teşekkür ediyorum. Onlar hem benim için üzüldüler, hem bana baktılar, hem de birçok angarya ile uğraştılar. Sayısız bildiri, telefon aldım, alıyorum.”