Eski CHP Genel Lider Yardımcısı ve Milletvekili Süheyl Batum, hükümete yakın Yeni Şafak gazetesinin Kanal İstanbul haberine karşılık verdi.
Yeni Şafak’ın haberinde “Kanal İstanbul güzergahından arsa alan CHP'li milletvekillerinin bir kısmına ulaştı. CHP genel lider eski yardımcısı ve milletvekili Süheyl Batum ile CHP PM eski üyesi ve milletvekili Hurşit Güneş'in bölgede gayrimenkul yatırımları var. CHP'li vekillerin bölgedeki mal varlığı listesinde, toplam 12 adet gayrimenkulle CHP'li Batum 1. sırada yer alıyor” tabirleri yer aldı.
Bölgedeki yerlerin babasının vefatıyla kendisine ve kardeşine kaldığını tabir eden Süheyl Batum, Kanal İstanbul’a karşı ailece dilekçe verdiklerini belirtip bahse mevzu topraklarda babası üzere tarım yapmaya devam ettiğine dikkat çekti.
“BU HABER ÇIKINCA VE REDDEDİLMESİ MÜMKÜN OLMAYINCA…”
Süheyl Batum, toplumsal medyadan yaptığı yazılı açıklamasında “Kanal İstanbul ismi verilen ‘sözde çılgın proje’, daha başlamadan, birileri daha ‘hiçbir itirazı dinlemeden, kesinlikle yapılacak’ diye ısrarla bağırırken, bir bakıldı ki, Arap ülkelerinde çoktan pazarlamasına başlanmış. Daha ‘ne var canım, Katarlı şirketler burada arsa alamaz mı, yoksa ırkçı mısınız’ diye mazeretler üretilmeye çalışılırken, tekrar bir baktık ki, damat Berat Albayrak da, yapılmasını çok istediği ‘Kanal İstanbul bölgesinden’ arsa almış. Bu haber çıkınca ve reddedilmesi mümkün olmayınca, bunun karşılığında ‘iki şey’ olacaktı” sözlerini kullandı.
“BU ‘İKİ ŞEYİN YAPILACAĞINI’ HEPİMİZ BİLİYORDUK”
“Bu ‘iki şeyin yapılacağını’ hepimiz biliyorduk. Ve bekliyorduk. Her vakit bu türlü olmuştu” diyen Batum şöyle devam etti:
“Bu durumlarda, yandaş basın ve her tıp yandaş devreye girerdi. Ya şöyle söylenirdi; ‘cami yaptıracakmış, imam hatip yaptıracakmış, alışılmış alnı secdeye değmeyenler bunu bilmezler’. Motamot bu türlü yazılırdı. Ya da bir kadro ‘yalan haberler’ uydurulur, algı operasyonlarına başlanırdı.
Damat Berat Albayrak’ın ‘Kanal İstanbul bölgesinden emlak aldığı’ ortaya çıkınca da, birebiri yapıldı.
İlk evvel ‘yabancıların eline geçmesin diye almış (yani kendini feda etmiş)’ haberleri yapıldı. Çabucak gerisinden da, yandaş Yeni Şafak gazetesinde, ‘meğer eski CHP Genel Lider Yardımcısı ve milletvekili Süheyl Batum da arsa satın almış. CHP’li vekillerin bölgedeki malvarlığı listesinde, CHP’li Batum, birinci sırada yer alıyor’ haberi yapıldı.
Söylediğim üzere, olağan ki bekliyordum. 2010’lardan beri, gerek Vakit gazetesinde, gerek Ak it gazetesinde, gerek Yeni Şafak ve gibisi yandaşlarda, bunlar üzere onlarca ‘gerçek dışı’ haberlerin, algı operasyonlarının yapıldığına şahit olmuştum.”
“TARIM YAPIYORUM”
Süheyl Batum “Şimdi gelelim gerçeklere” diyerek ailesinden kalan topraklara ait şunları anlattı:
“1) Orada kaydı verilen (ve verilmeyen) emlakın tamamı, babam ismine kayıtlı ve onun vefatı ile bana ve kardeşime geçmiş arsalardır. Babam, Arnavutköy ilçesine bağlı Haraççı mahallesindendir (eski köyü). Hasebiyle topraklar ya aileden kalma ya da 90’lı yıllardan alınmış tarım topraklarıdır. Yani ben ve kız kardeşim, birileri üzere, arsa spekülasyonu yapmayız. Burada Kanal İstanbul’u yapacağız deyip, sonra o bölgedeki tarım yerlerini ‘yabancılar almasın diye alıyoruz’ diyen ‘milliyetçilerden(?)’ de değiliz.
2) Daha da kıymetlisi, babam o topraklar de 30 yıldan beri tarım ve hayvancılık da yapardı. Onun vefatından sonra, ben de hala ‘tarım yapıyorum’. Arpa, buğday, ay çiçeği ektiriyorum. Bu konu, çok çarçabuk soruşturulabilir. Yani yeniden söylüyorum. Birileri üzere, ‘Kanal İstanbul diye bir ucube yapalım, onun için buradaki tarım topraklarını imara açacağız’ deyip, sonra da nokta atışı ile tam o yerlerden kapatan fırsatçılardan değiliz.
3) Son olarak, babası ve ataları ile ve onların bıraktığı ‘miras ile’ gurur duyan lakin bunu, hoş ülkemizin aleyhine olacak bir ‘ranta’ çevirmek istemeyen her onurlu Türk vatandaşı üzere, eşim, çocuklarım dahil herkes, ‘bu felaket proje’ toprağımızı, hoş ülkemizi mahvetmesin diye, karşı imza verdi. E – Devlet kayıtlarından isteyenler görebilir. Yani biz birileri üzere, karar verip, sonra saklı bâtın o karara husus olan bölgede arazi satın alanlardan, sonra da ‘bunu örtmeye çalışanlardan’ değiliz. Hiç de olmadık.”
İşte o bildiri ve açıklama: