Kamu Denetçiliği Kurumu (KDK) vazife yaptığı aile sıhhati merkezinde giderek artan şiddet olayları nedeniyle güvenliğin sağlanması talebiyle başvuran aile tabibini haklı buldu. Kamu Başdenetçisi Onur Malkoç, Sıhhat Bakanlığı’na gönderdiği tavsiye kararında, tehlikelerin belirlenmesi için risk tahlili yapılmasını ve tahlil sonuçlarına nazaran güvenlik tedbirlerinin alınmasını istedi.
Hatay'ın Hassa ilçesindeki Demrek Aile Sıhhati Merkezi’nde vazife yapan aile tabibi A.E, Hassa İlçe Sıhhat Müdürlüğü’ne müracaatta bulundu ve her geçen gün giderek artan şiddet olayları nedeniyle aile sıhhati merkezinde güvenliğin sağlanmasını, oluşacak maliyetin de tarafına yansıtılmamasını istedi. Sıhhat Bakanlığı Halk Sıhhati Genel Müdürlüğü'nden gelen karşılıkta, ilgili mevzuat kararları doğrultusunda güvenlik görevlisinin çalıştırılabileceği, fakat maliyetin aile sıhhati merkezi sarfiyat ödemelerinden karşılanması gerektiği belirtildi.
Bunun üzerine KDK'ya başvuran A.E, güvenlik vazifelisi çalıştırılması halinde oluşacak olan yaklaşık 2 bin 600 lira maliyetin karşılanması için aile sıhhati merkezine yapılan sarfiyat ödemesinin kâfi olmadığını belirterek gereğinin yapılmasını talep etti.
“GÜVENLİK MALİYETİ KARŞILANMALI”
Başvuruyu incelemeye alan KDK, A.E.'nin vazife yaptığı aile sıhhati merkezinin güvenlik durumu ile ilgili İçişleri Bakanlığı'ndan bilgi ve doküman istedi. Ayrıyeten Sıhhat Bakanlığı’ndan, mevzuat kapsamında güvenlik vazifelisi masraflarının karşılanmasının mümkün olup olmadığına ve Hatay'daki sıhhat çalışanlarının güvenliği ile ilgili risk tahlili yapılıp yapılmadığına ait bilgi ve doküman talebinde bulunuldu. Halk Sıhhati Genel Müdürlüğü, KDK'ya gönderdiği cevapta, kamunun güvenliğini sağlamak ve gerekli kurumlar ile işbirliği yapma misyonu verilen İçişleri Bakanlığı'nca kelam konusu bölgede güvenlik zafiyeti olduğunun belirtilmediği ve ilgili Bakanlıktan bahse ait rastgele bir talep alınmadığı tabir edildi. Kamu Denetçisi Yahya Akman, müracaat ile ilgili yaptığı inceleme ve araştırma sonucunda teklifini Kamu Başdenetçisi Onur Malkoç'a sundu. Sunulan tavsiye kararda, güvenlik vazifelisi hizmet bedelinin 'Aile Sıhhati Merkezi Giderleri' ile karşılanabilmesi için ilgili mevzuatta değişiklik yapılması gerektiği istikametinde Sıhhat Bakanlığı’na tavsiyede bulunulması gerektiği kaydedildi.
SAĞLIK BAKANLIĞI’NA TAVSİYEDE BULUNULDU
Başdenetçi Malkoç, Sağlık Bakanlığı'na 17 Ocak 2020 tarihli tavsiye kararı gönderdi. Malkoç imzalı tavsiye kararında, birinci basamak sıhhat hizmetlerini yürütmek için kontratlı olarak çalıştırılan aile doktorunun aile sıhhati merkezi masraf ödemesi ile hem aile sıhhati merkezinin taban fiziki ve teknik kaidelerinin devamını sağlaması, hem de güvenlik vazifelisi istihdam edebilmesinin mümkün olmadığına dikkat çekilerek, “Ayrıca kamu hizmetinin yürütüldüğü aile sıhhati merkezlerinin bulunduğu bölgelerde güvenlik riskinin bulunması durumunda devriye faaliyetlerinin yürütülüyor olmasının güvenlik önlemlerinin alınması bakımından kâfi görülemeyeceğinden, şikayet konusu bölge ile ilgili olarak Sıhhat Bakanlığı'nca aile hekimliği hizmetleri ile ilgili var olan ya da dışarıdan gelebilecek tehlikelerin belirlenmesi için risk tahlilleri yapılıp, tahlil sonuçlarına nazaran gerekiyorsa İçişleri Bakanlığı ile de işbirliği yapılmak suretiyle güvenlik tedbirlerinin alınması ve aile tabibine buna ait maliyetin yansıtılmaması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır” denildi.
AİLE DOKTORLARI DE “GÜVENLİK SAĞLANMALI” DEDİ
Aile Doktoru Dr. Meral Doğanay Canoğlu, KDK'nın tavsiye kararını olumlu bulduklarını belirterek, “İlaç bağımlısı bir adam, 'ilaç yazmıyorsunuz' diye sizi tehdit ediyor. Kendinizi nasıl koruyacaksınız? Ben kapımı kilitleyip, içeride saatlerce beklediğimi biliyorum. Buna misal olaylarla karşılaşıyoruz işte. Mesela Alzheimer hastalığı var. Akli meleke raporu istiyor, 'benim buna yetkim yok' diyorum, 'işte boş yere siz canınızdan olmuyorsunuz, hak ediyorsunuz' diyor” dedi.
Aile Doktoru Dr. Osman Gökçek de, aile sıhhati merkezlerinde kesinlikle güvenliğin sağlanması gerektiğini tabir ederek, şöyle konuştu:
“Tüm sağlıkçılara karşı toplumun psikolojisi gergin, saldırgan, agresif durumda. Buna karşılık hem toplumsal olarak eğitilmesi gerekiyor hem de caydırıcı tedbirlerin alınması gerekiyor. Evvelce tabibe hiç dokunulmazdı, lakin artık tabibe dokunan sonraki gün özgür bırakılabiliyor. Onun için caydırıcı birtakım önlemlerin alınması gerektiğine inanıyorum. Güvenliğin sağlanması gerekiyor. Ancak bunun eğitimle ve yasal düzenlemeyle olacağını düşünüyorum. Yoksa her kapıya bir polis dikmekle güvenlik olmaz.”